Vücudunuzdaki ağrılarla başa çıkmanın 10 yolu
NED Mavişehir Sağlıklı Yaşam Merkezi
Günümüzde yaygın olarak benimsenen hareketsiz yaşam şekli, sağlıksız beslenme, stres, ekran başında uzun zaman geçirme gibi alışkanlıklara bağlı olarak gelişen pek çok rahatsızlık var. Bunların başında ağrı şikayetleri geliyor. Ağrı şikayetleri çoğu kez ağrı kesicilerle baskılanmaya çalışılsa da sırt ağrısı, omuz ağrısı, bel ağrısı, kas ve eklem ağrısı gibi şikayetler kronikleşerek yaşamı çekilmez hale getirebiliyor. Başta fıtık, romatizma, kas tutulması, doku hasarı, obezite, depresyon gibi rahatsızlıkları olanlar gelmek üzere belirgin bir hastalığı bulunmadığı halde gerek uzun süre bilgisayar başında çalışan, gerek telefonda uzun zaman oyun oynayan, gerekse yanlış yatak, ayakkabı gibi seçimlerinin kurbanı olan çok sayıda kişinin başı süregelen ağrılarla dertte. Ağrının üç ay aralıksız devam etmesi ya da belli aralıklarla tekrarlaması durumunda kişiye kronik ağrı tanısı konuyor ve daha komplike tedavi süreçleri başlıyor. Ve her koşulda ağrı kişinin yaşam kalitesi ve konforunu son derece olumsuz şekilde etkiliyor.
Vücudumuzdaki ağrılarla baş etmenin, aynı zamanda mevcut tedavi sürecimize destek olmanın doğal ve yan etkisiz yöntemlerinden bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
Günde 10 bin adım atın
Düzenli fiziksel aktivite yaşamın vazgeçilmez bir parçasıdır. Düzenli fiziksel aktivite ile kalp, akciğer kas sistemi, şeker hastalığı, kolon ve meme kanseri, kemik sağlığı, depresyon ve kilo kontrolü sağlanması doğrudan ilişkili bulunmuştur.
Düzenli yapılan yürüyüş, yüzme, koşu, bisiklete binme, dans gibi egzersizler sağlığın güçlenmesi için çok önemlidir. Düzenli yapılan egzersiz başta kas iskelet sistemi yaralanmalarını önler, nörolojik hastalığa yakalanma riskini ve dikkat dağınıklığını azaltır.
Egzersiz, beyni korumanın yanı sıra sindirim, boşaltım ve bağışıklık sistemlerini, metabolizmayı, cildi, bedeni, kemik yoğunluğunu, kan dolaşımını ve kalp sağlığını güçlendirir.
İdeal sağlık faydaları için haftanın beş günü 30 – 45 dakikalık fiziksel aktivite yapılması ve günlük 10 bin adım atılması önerisinde bulunuyorum.
Yürüyüş, günlük yaşamda herkes için yapılabilecek bir egzersiz türüdür ve ideali 30 – 45 dakikalık tempolu yapılması şeklindedir. Yemeklerden bir saat sonra yapılması ve rahat kıyafet kullanılması, ayrıca özel üretilmiş spor ayakkabı giyilmesi gerektiği unutulmamalıdır.
Kas
iskelet sistemini klinik pilates ile güçlendirin
Klinik pilates metodu, vücudun dengesinin sağlamaya yönelik, zihin ve beden
uyumunu destekleyen bir tekniktir. Egzersiz hareketleriyle birlikte sağlıklı
yaşamın çok önemli bir unsuru olan nefes kontrolünü sağlar ve zihin-beden
bütünlüğünü kombine eder.
Klinik pilatesin normal pilatesten farkı egzersizlerde nefes kontrolü ile birlikte nötral omurganın sağlanmasıdır. Klinik pilates ile kaslar olması gereken uzunluğa kavuşur ve gerekli esneklik sağlanır.
Son zamanlarda klinik pilates fizyoterapinin önemli bir parçası haline gelmiştir. Eklem ağrılarından duruş bozukluğuna kadar birçok rahatsızlıkta tamamlayıcı olarak kullanılmaktadır. Ağrıları azaltmak, iyileşmeyi hızlandırmak ve fonksiyonelliği artırmak için haftanın iki günü klinik pilates yapabilirsiniz.
Pilates, temel egzersizleri doğru yapılmazsa sakatlanmalara neden olabilen bir egzersizdir. Sağlık açısından güvenli olması sebebiyle fizyoterapist tarafından yaptırılan klinik pilatesi tercih etmelisiniz.
Yoga ile esneklik kazanın
Ağrılardan kurtulmanın bir yolu da yoga yapmaktır. Yoga sağlığa olan yararları sebebiyle hastalarda ve fiziksel aktiviteyi artırmak ve ağrıları önlemek amacıyla da sağlıklı bireylerde uygulanan güvenli bir yaklaşımdır. Yoga, eklemler ve büyük kas gruplarına etki ederek kas iskelet sisteminin fonksiyonlarını düzenler.
Yapılan çalışmalar kronik bel ağrısı olan kişilerde yoga terapisinin denge, ağrı şiddeti, fonksiyon ve yaşam kalitesi üzerine olumlu etkileri olduğunu göstermiştir. Ayrıca yoganın, anksiyete, depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklar üzerinde olumlu etkileri, stres yönetimi yapabilme kabiliyeti ile duygusal ve sosyal iyilik halini artırarak kişinin sosyal sağlığını iyileştirebildiğini söylemekte yarar var.
Sıcak – soğuk uygulamaları ile rahatlayın
Ağrıyı hafifletmenin harika bir yolu da ağrılı bölgeye sıcak/soğuk uygulamaktır. Kas spazmında bazı kas, eklem veya nörolojik travmaya bağlı ikincil cevaplar açığa çıkar ve ısı uygulaması ile ağrı giderilir. Isı tedavisi sonucu sinir iletim hızı azalır ve vücutta gevşeme görülür. Isı uygulaması ile meydana gelen dolaşımdaki değişiklikler ağrıyı azaltırlar. Kan akışının hızlanması o alandaki iyileşmeyi hızlandırmakla kalmaz, zedelenmiş dokudaki atıkların daha çabuk uzaklaşmasını sağlar. Ağrının azaltılmasında soğuk uygulama da kullanılabilir. Burada önemli olan hangisinin ne zaman uygulanması gerektiğini bilmektir.
Soğuk uygulama vücuttan ısı kaybına sebep olarak dokuların ısısını tedavi edici amaçla azaltmak için yapılan uygulamadır. Soğuk uygulama sayesinde; sinir iletim hızı azalır, ağrıya neden olan metabolitler uzaklaşır, ödem ve spazm azalır, bölgedeki inflamasyon azalır. Travmalardan sonra ilk 24-48 saat içinde soğuk uygulama tercih edilir. Soğuğun uzun süreli kullanımı hem lokal hem de merkezi değişikliklere yol açar. Soğuk uygulama bu mekanizmalar ile ağrılı uyaranları bloke eder.
Kaplıcaların doğal gücünden yararlanın
Kaplıca tedavisi termal ve mineralli suların, tedavi edici çamur ve gazların, çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmasıyla gelişen ve günümüze kadar gelen bir tedavi yöntemidir. Ülkemizde, bel ağrısı, diz ağrısı gibi dejeneratif eklem hastalıklarında, kireçlenmelerde, yumuşak doku romatizmalarında, fibromyaljide ve kas ağrılarında kullanıldığını görüyoruz. Tedavi kapsamında ağrılarınızın azalması için banyo, içme kürleri, solunumsal uygulamalar, hidroterapi ve şifalı çamurlardan fayda sağlayabilirsiniz.
Masaj ile hafifleyin
Vücuttaki kronik ağrıları hafifletmenin bir yolu da masajın rahatlatıcı etkisinden faydalanmaktır.
Masaj, fiziksel kondisyonu korumak, gevşeme sağlamak, dolaşımı uyarmak, kardiyovasküler sistem ve sinir sisteminde tedavi edici etkiler oluşturmak amacıyla kullanılabilir. Ayrıca kronik ağrı, hareket kısıtlılığı, yaralanma sonrası, postur bozukluğu, fibromyalji ve kas gerginliğinde masaj tedavisi kullanılabilir. Masaj uygulamasının kişide kişiye değişmekle birlikte haftada iki gün, 30 – 45 dakika süreyle yapılması uygun olacaktır. Bel ve boyun bölgelerinde uygulanacak masajın özellikle fizyoterapistler tarafından yapılması büyük önem taşır. Eğitimsiz kişiler tarafından yapılan masaj uygulamalarında kalıcı bozukluklar karşımıza çıkabilir.
GTOS Terapi ile ağrısız yaşam mümkün
Ağrılara kısa zamanda çözüm bulmak istiyorsanız birkaç seans GTOS terapi almanızı öneririm. İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Egzersiz Fizyolojisi Enstitüsü kurucularından Dr. Çetin Gürses tarafından geliştirilmiştir ve etkinliği Boston Üniversitesi tarafından onaylanmıştır. Bununla birlikte nöromusküler ağrı üzerine 21. yüzyılın tedavi metodu olmaya aday gösterilmiştir. Akut / kronik kas tutulmalarında, bel / boyun ağrılarında, eklem ağrılarında alanında uzman fizyoterapist tarafından uygulanan GTOS terapiyle sadece birkaç seans sonunda ağrılarınızdan kurtulabilirsiniz. GTOS terapi iğne, ısı, ışın kullanılmadan uygulanır, deri altına girilmez. Bu nedenle her yaş grubu için uygundur. Hiçbir yan etkisi yoktur.
Duruş bozukluklarını ortadan kaldırın
Duruş bozukluklarının nedeni genellikle ofiste, masa ve bilgisayar başında geçirilen uzun saatlerdir. Çalışma ortamındaki araç-gereçlerin ergonomiye uygun yerleştirilmesi ve kişinin vücut yapısına uygun olması şarttır.
Günümüzün çoğu vaktini geçirdiğimiz ortamlarda, uzun süreli ayakta duruş, oturuş, öne arkaya gereksiz eğim verme, bel bölgesini zorlayan desteksiz pozisyonlarda iş yapma, anormal eklem pozisyonları büyük kas gruplarına fazla ve yanlış yük bindirir. Sonuçta ağrı kaçınılmazdır. Evde veya iş yerinde yapacağınız ufak ergonomik değişiklikler ile duruş bozukluğundan kaynaklanan ağrıları önleyebilirsiniz. Ayrıca gün içinde uzun süre sabit kalmamak, yarım saatlik oturuşlardan sonra mutlaka kısa bir yürüyüş yapmak, gün içinde esneme hareketlerini bol tekrarlı yapmak varolan ağrılarınızın hafiflemesinde çok etkili olacaktır.
Günde iki litre su için
Sağlığımız için günde ortalama iki litre su içmek oldukça önemlidir. İçtiğimiz suyun temel görevleri arasında yediğimiz yiyeceklerin sindirimi, emilimi, zararlı maddelerin vücuttan atılması, vücut ısısının korunması, vücudumuzdaki asit- baz dengesinin sağlanması yer alır. Eklem sağlığımız için çok önem arz eden su olması gerekenden daha az tüketilirse bir takım sağlık sorunlarına neden olabilir. Günlük önerilen miktarın altında su tüketen kişilerde kas ağrılarının görüldüğünü belirtelim. Ayrıca eklemlerimizdeki kıkırdak dokusunun güvenli hareket edebilmesi için su oranının yüksek olması şarttır. Bu oranın azalması kas iskelet sisteminde yaralanma riski oluşturur. Kas esnekliği, kemik sağlığı açısından su içmeyi ihmal etmeyelim.
Kas ve eklem ağrılarına güzel bir alternatif: Ananas
Yaygın kas ağrılarınız için size güzel bir önerim var. Doğal bir iltihap önleyici olan ananas. Taze ananas eklem ve kas ağrılarına en iyi gelen meyvelerin başını çekiyor. İçindeki bromelain ismindeki enzim sayesinde eklemlerdeki iltihabın azaltılmasına yardımcı oluyor. Ayrıca ananasın, enerji verdiğini, bağışıklık sistemimizi kuvvetlendirdiğini, ödemi ve şişkinliği azalttığını biliyoruz. Her gün sabah saatlerinde bir buçuk dilim tüketeceğiniz ananas kas ağrılarınıza çok iyi gelecektir.
Leave a reply